İcra değişikliklerini kaleme aldığım geçen yazıma ek olarak söylenecek bir kaç nokta daha var. Konu daha da derinleştirilebilir veya zenginleştirilebilir. Bugünkü yazımı, geçen yazımı okuyan ve paylaşan iki dostumdan ilham aldığımı söylemeliyim. Bir de Müzikoloji Atölyesi 3 var.
Müzik sosyolojisi konusunda yayınları olan Onur Ayas ve müzikoloji alanında çalışmaları olan Nesibe Özgül Turgay’ın ilham verici yazıları, her ikisinin de yazısı Rast Müzikoloji'de (c. 4/ sy. 1, 2016 sayısında online) yayınlandı.
Rast Müzikoloji'deki Onur Ayas'ın yazısı geçen yazımda bahsettiğim maddelerden biri olan “yeni ideoloji anlayışına göre bestelerin değişimi”, özellikle sözlerinde yapılan değişim konusunu pekiştirmektedir. Diğer ilham aldığım madde ise hem N. Ö. Turgay’ın hem de aşağıdaki cümlelerim okununca anlaşılacak. Fakat bu iki arkadaşın yazılarını okurken aynı gün GÜ TMDK Müzikoloji Atölyesi 3 etkinliğinde yaptığımız konu başlığı birleşti: Küreselleşme ve Müzik. Müzikoloji Atölyesi 3'ün konusu. Koordinatör Müzikoloji Bölümü öğretim elemanlarından Barış Gürkan'dı. Konuşmacılar GÜ TMDK Müzikoloji Bölümü son sınıf öğrencileri Derya Ankışhan, Cansu Kaya, Ferhat Akman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Dilan Elçi.
Geçen yazımda “Müzik icra değişiklikleri”nden 11 madde saymıştım, bunlara bir madde daha ekleyeyim:
12- Süsleme: İyi bir icracı eline aldığı bir besteyi <ben olsam> düşüncesi ile dinleyici ile beste arasında bir bağ kurup, eseri kendi anlayış ve kavrayışına göre süsleyip icra eder ve bestenin icrası yeni şekliyle beğenilip kayda alınabilir. Besteci ne kadar bu eser benim değil dese de yeni şekliyle yayınlaşması müzik icrasında değişim sebeplerinden biri olduğunu göstermektedir. “Bu ne sevgi ah bu ne ızdırab” örneği gibi bazen de bu türlü bir değişim sonucu beste sanatçıya yapışır.
İcra değişikliklerine sebep olan bir de dış etmenlerden söz edebiliriz. Bunlar sanatçının kendisine bağlı olduğu gibi bir bestenin değişik ortamlarda icra edilmesine uygun hale getirilmesi düşüncesinden de kaynaklanmaktadır. Bunu her halde <dış etkenler> olarak diğerinden ayırmalıyız. Nedir icra değişikliklerine sebep olan dış etmenler:
1- Yerelleşme: Bir eserin ortaya çıktığı köyden bölgeye yayılması. Veya şehirde çıkan bir müzik eserinin veya icra şeklinin yerelleşmesi. Yerel konuşma biçimi veya icra tavrına dönüştürülmesi. Şehirde çıktığı duyulan bir geleneğin yerel imkanlarla yapılması. Şehirde klasik fasıl anlayışı gelişirken, kasabalarda veya köylerde aşık fasılları düzenlenmesi gibi.
2- Kentleşme: Yerelde çıkan bir müzik eserinin kent kültürüne uygun hale getirilmesi. Yukardakinin tam tersi olarak düşünülebilir.
3-Millileşme: Bu madde daha geniş kültüre hitap edecek bir müzik eserine dönüştürme olarak algılanabileceği gibi, daha önce anılan sebeplerden biri olan ideolleşmeyi de içerir. Bir yerel müzik eserinin millileştirilmeye çalışılması gibi. Samimi ortamlarda rahatça ifade edilen kelimelerin dinleyici toplum karşısında söylenememesinden kaynaklanan değişimler gibi.
4- Küreselleşme: Bir müzik eserinin milli sınırlar dışına taşan daha geniş kitlelerin beğenisine hitap edecek şekle dönüştürülmesi. Zaman zaman yapılan bir bestenin genellikle bu işin ticaretini yapanlar tarafından yerel bazı müzisyenlerin yaptıkları bestelerin peşine düşüp onun melodisinde oynayarak, değişiklikler yaparak daha geniş kitlelerin satın alabilecekleri bir hale getirmek için yapılan değişiklikler. Bir rok'n roll gurubunun Orhan Gencebay'ın eserlerinden ilham aldığını söylemesi gibi etkilenerek yapılan etkileşme olabileceği gibi, bizzat satın alınarak küreselleşmenin gereği yapılan icra değişikliklerinden söz edebiliriz.
İcra değişikliklerinin sebepleri yanında bir de müzik icrasının değişimini değerlendiren terimleri sınıflandırmak gerekir. Uyum bütün müzik türlerinde temel prensiptir, dolayısıyla Türk müziğinde armoni, uyumdur. <Türk müziğinde armoni yoktur> yaklaşımı, “uyum” kastedildiği sürece yanlış bir yaklaşımdır. Uyumdan kastedilen ise müzik seslerinin belirli bir düzenle uyumlu/armonik/harmonik olmasıdır. Her müzik türünde kabul edilen temel seslerin, 12 sesin veya 17 sesin birbiriyle uyumlu olması anlaşılmaktadır. Yabancı seslerin veya yeni seslerin veya yeni motiflerin katılımı değişim, zenginleşme veya yozlaşma olarak tanımlanabilir. Bu türlü bir değişim için dikkate alınacak üç terimden söz edebiliriz:
1- Değişim/ Gelişim/ Zenginleşme/ Evrim
2- Etkileşim
3- Yozlaşma/ Bozulma
Teorik olarak bu maddeleri somut müzik malzemesine uygulamak, somut müzik malzemesiyle açıklamak için ise başlı başına müzik bilgisinin analizi gerektirmektedir. Müziğin üzerinden analiz yapmak gerekir. İşin bu tarafı icracı-besteci-analist-tecrübeli-sosyolog-psikolog-müzikologların ilgilenmesini beklemektedir. Çünkü konu, sosyal psikolojiyi yakından ilgilendiren <Disiplinlerararası Müzikoloji> konusu.
Müzik icrasında değişim konusu şimdilik bu kadar. Ha bir de düzeltmem gereken bir husus var.
BİR DÜZELTME: İcra değişikliklerini konu alan geçen yazımda <İcra değişiklikleri normal midir?> diye başlayan paragraf içinde <Eseri yapan kişinin anlayış ve bilgisine göre eser olgunlaşıncaya kadar değiştirilebilir> cümlesi AMACIN DIŞINDA yanlış anlamaya sebep olacak şekilde dizilmiştir, doğrusu < Eseri yapan kişi, anlayış ve bilgisine göre eser olgunlaşıncaya kadar istediği gibi değiştirebilir. Bunda problem yok> şeklinde olmalıydı, bu yanlış anlaşılmaya sebep olan cümlenin yanlış diziminden dolayı okuyucularımdan özür dilerim.
İcra değişikliklerine sebep olan maddelerden biri <zenginleşme> olduğundan söz ettik. Zenginleşme var olan malzemenin çoğaltılması, veya var olan malzemenin işlenmesi gibi ele alınırsa makam icatları bu zenginleşmenin en güzel örnekleridir. Bu zenginleşme iki şekilde anlaşılmalıdır: 1- Müzik seslerden oluşur, kullanılan sesler belirlidir, bu sesler arasındaki ilşki konusunda yeni buluşlar yapmak, makam icatları gibi, yeni dizi veya motifler keşfetmek müzikte zenginleşmedir. 2- Var olan müzik seslerine alışılmışın dışında yeni uyumlu sesler katmak müzikte zenginleşmedir.
Buna karar verecek kim olmalı? Yani bir müzik türünün zenginleştiğine, değiştiğine veya yozlaştığına kim karar verecek? Bu da konuyla ilgili bir başka problemdir.
Sultan III. Selim'in makam icatları da bunun gibidir. Teorik olarak yeni makam icatları müzik icrasında zenginleşmeye sebep olmuştur, çünkü yeni dizilerden oluşurlar. O günün şartlarında III. Selim'in makam icatları da bir taraftan müzikte kaliteyi yakalamış ustalığı gösterirken, diğer taraftan müzikal zenginleşmek için yapılan çabalardı. Fakat diğer taraftan Erol Sayan üstadımızın sık sık sohbetlerimizde dile getirdiği bir sorudur: Makam icat etmek zenginleşmek midir? Bu konuyla ilgilenmeye başlayınca karşımızda birçok problem var gibi görünüyor.
Selçuk Alimdar'ın Osmanlıda Batı Müziği (2016) adlı eserini elime aldım. Yeni yayınlandı Türkiye İş Bankası yayınlarından. İçindekiler kısmından sonra teşekkür kısmına göz gezdirdim. İyi bir destek aldığı, kütüphaneler, arşivler. Eline sağlık Selçuk Alimdar. İyi bir araştırma ve çabanın sonucunda iyi eserler ortaya çıkar. Tebrikler.
Bugünlerde III. Selim'in makamlarıyla ilgilendiğimi geçen hafta yazmıştım. Alimdar'ın eserinde rastgele bir sayfayı açtım ve karşıma bu konu hakkında şu cümlesiyle karşılaştım. Verdiği bilgiye göre III. Selim'in icat ettiği makamlar konusunda farklı rakamların olduğunu, bu konuda yapılan araştırmaların 16, 14, 18 gibi farklı sonuçlar verdiğini ve bir sonuca ulaşamadıklarını belirtiyordu. Tam da benim yazmaya çalıştığım problem bunun üzerine.
Sultan III. Selim'in müzisyenliği hakkında Yılmaz Öztuna'nın pek çok övgüsü var. Bir ekol olduğu konusunda müzik eğitimcisi Şevket Gavsi Özdönmez, müzik nazariyatçısı Rauf Yekta, Suphi Ezgi, ansiklopedist ve tarihçi müzikolog Yılmaz Öztuna gibi kemençevi ve müzik tarihçisi Nazmi Özalp'in kanaatleri vardır. Konuyla ilgili İTÜ TMDK Müzikoloji Bölümünün uzun yıllar bölüm başkanlığını yürüten Prof. Şehvar Beşiroğlu'nun sanatta yeterlik tezi var, ayrıca bir makalesi var. Müzik hayatı kadar III. Selim'in siyasi hayatı da çok ilginç geçmiştir. Fakat ne yazık ki genç yaşta müziği de saltanatı da bırakmak zorunda bırakılmıştır.
Gelecek hafta başlığım <Müzikoloji, iki ucu xxxlu değnek durumu>.