Yapısalcılık, insani olguları büyük sistemler altında ele alan felsefi yaklaşım.
Sanatta yapısalcılık örneği sayılabilecek bir kitap var mı acaba?
Sanat adını taşıyan bir çok kitap var. Çünkü sanatın felsefesi, felsefenin bir problemi olduğu kadar sanatla uğraşanların da bir felsefi problemidir. Başlığında sanat kelimesi bulunan bütün kitaplar felsefe kitabı değil elbette.
Siyasette sanat, yeni bir kimlik veya yeni hedefler için yıkılması gerekir. Tarihte bunun pek çok örneği vardır. Sanat değişimleri yeni kurulan devletlerin kendilerini temsil ettiklerine inandıkları yeni sanatlara gebe olurlar. Bunun için önce eski sanat yıkılır ya da yasaklanır. Yıkarak yapmak siyasetin sanat politikasıdır. Neden?
Eskiden sanat başlıklı kitap içeriklerinin genellikle ya mimari ya resim ya da edebiyat alanında olduklarını görürdüm. Edebi sanatla ilgili kitapta, heykelden, mimari sanatla ilgili kitapta edebiyattan ya da resimden bahsedildiğinin örneklerini görmedim.
İşte size bir kaç sanat felsefesi tavsiyesi:
L.Tolstoy: "Sanat Nedir?"
Peyami Safa: "Sanat, Edebiyat, Tenkit"
Daha bir sürü örnek yazılabilir. Sözü müzikologlar için yeni bir kitaba getirmek istiyorum.
Sadettin Ökten’in "Aslında Bir Sanat Var" (2019) kitabı yeni.
Bugünlerde onu okuyorum. Yıllardır kültür, sanat, medeniyet üzerine çalışmaları ile tanınan yazarın bu kitabını neden yazıya konu yaptım? Yukarda belirttiğim gibi farklı disiplinlerin kendilerini diğerlerinden soyutlayarak sanatı konu yaptıklarından söz etmiştim. İşte Sadettin Ökten’in kitabında bu yok. Ne var?
Ökten’in sanat kitabı bir taraftan mimari (kendisi mimar) sanatından bahsederken, diğer taraftan resimden, müzikten, medeniyetten, insandan ve doğu-batının sanat ilişkilerinden örnekler, çağrışımlar içermektedir.
Özellikle verdiği örneklerden biri doğa gözlemi ile ilgilidir:
İçinde bulunduğu bir evden dışarıda esen rüzgarın zaman zaman çıkardığı sesin hıza bağlı olarak azalıp çoğalmasını, karşısında yapraklarını dökmüş ağaçların salına salına çıkardıkları sesleri ve duyduğu hazzı anlatan bir örnek vardır. Sonra bu yaşadığı hazzın resimle ve müzikle canlandırılmaya çalışıldığı zaman sadece birinin o da sadece bir anını resmedebilineceğini, estetik duygunun her zaman doğa taklidinde bir yanının eksik olacağı örneği çarpıcıdır. Oysa insan doğanın estetiğini bütünüyle yaşar ama bütünüyle taklit edemez. İşte yaratılan estetik ile taklit edilen estetik arasındaki ikilem.
Bütün bunlara rağmen insanın estetik olgusunu ve algısını sanat, sanatçı, muhatab açısından, medeniyet tasavvurları içinde cevaplarını arayan bir kitap olarak okunmalı, ama defalarca okunmalı, tekrar tekrar okunmalı. Türk ve On iki ton müziğinden verdiği örnekler için okunmalı.
Bu kitap bir tatil kitabı değil ama düşünmenin tatili yok. Doğal sanatın da tatili yok.
Bir kafede kahve içmenin sanatla ilgisi için bu kitap okunmalı.