Todi Musikisi, Asaf Halet Çelebi'nin (ö.1958) bir yazısının başlığıdır. Yazının konusuna girmeden önce pek az yerde rastlanan bir iki bilgiyi buraya taşıyayım. Bunlardan biri Fransızca ve Rauf Yekta'nın Türk Musikisi monografisi diye tanımlanan, A.Lavignac'ın müzik ansiklopedisi için yazdığı uzun makalesini Türkeye çeviren ilk kişidir, henüz basılmamıştır. Asaf Halet Çelebi müzik eğitimi almış biridir, Rauf Yekta'dan. İkinci bilgi ise kurulmasına benim öncülük ettiğim İTÜ Müzik Kütüphanesinde bazı yazma eserler bağışlamış olduğudur. Kütüphane öğretim görevlisi Güneş Hanım onları kütüphanede sergilemektedir. Yakınlarda ünlü Tanburi Sadun Aksüt'ün koleksiyonunu da kütüphaneye kazandırmıştır.
Asaf Halet Çelebi, bu yazısında resmen Todi Musikisi dediği meyhane müziği, veya meyhane müziği amaçlı üretilmiş sanatın temellerini barındırıyor gibi görünen, sözleri belden aşağı, dörtlü ve beşlileri tamamalayamayan motiflerle, bozuk lehçe özelliklerini gösteren belden aşağı sözlerle, zamanın İstanbul Rumlarının öncülük ettiği Galata Meyhanelerinde sıkça görülen müziği eleştirir. Onun bu eleştirisi aslında Popüler Müziğin alt ürününe bir eleştiridir. Sanat amacı gütmeyen ve insanların enerjisini aşağı çeken müziğin eleştiridir.
Sanatın amacının toplumun yükselmesi olması gerektiği, Aristo'nun da dile getirdiği çok eski bir toplumsal idedir. Bu tespit daha sonraki bütün toplumlarda tecrübe ile sabittir. Rönesans yada Aydınlanma dediğimiz yeniden bilimleri ele almada da bu gözden kaçmamıştır. Bilindiği üzere kalitesiz müzik, özellikle insanları çökmüşlük, perişan olmuşluk, dibe vurmuşluk, miskinlik hislerini körükleyen müziklerdir, bazı insanlar için geçici de olsa bir kısım insanlarda kalıcı etkiler bırakabiliyor. İnsanı insanlıktan uzaklaştırıyor. Hem Batı müziği, hem Türk müziği, Todi müziğine hizmet etmeye karşıdır. Fakat kaliteli müziklerin peşinden gittiğini söyleyen bazı sanatçılara da dikkat etmelidir. Onların her yaptıkları topluma örnek olması gerekirken, her zaman öyle olmamakta olduğunu da unutmayalım, yanlış davranışların peşinden gitmeyelim.
Sanatçı örnek olmaldır diyoruz. Ama hayatın gerçekleri öyle olmuyor, öyle olmaya şartlar müsait değil. Bu da bir başka çıkmaz. Sanatı temsil edenler, gerçek sanatçı olmak için çalışmalıdır. Todi musikisi kadar seküler toplumlarda sanatçıların kavgaları, sanatçıların yaşam biçimleri de toplumun dikkatini çekmektedir. Sanatçı olmayı kendinize hayatınız için seçtiyseniz, zor yoldasınız demektir. Böyle sanatçıların kıymetini ise devlet de millet de bilmelidir. Bunu bize sağlayan Cumhuriyetin kıymetini bilelim, kötüye kullanmayalım.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.